Çamlıca’da Sis | Sony A7r ile hasbihale devam..

Sony A7R testleri

Ben deneyimin her türlü teknik veriden önemli olduğunu düşünmeyi tercih eden eski kafalı bir fotoğrafçıyım ;=)

O nedenle bazı fotografilerin yadırgadığı gibi formal teknik bir test yöntemim yok. Tamamen ihtiyaçlarıma ve beklentilerime odaklanıp bir taraftan fayda maliyet analizi yapıyorum; diğer taraftan da donanımın benim alışkanlıklarımı ne kadar değiştireceğine veya ne kadar uyum sağlıyacağına bakıyorum. İyi de oluyor. Kitapta yazanlara bakarak karar verenlere göre önemli ölçüde ekonomi sağlıyorum. Bu arada; unutmadan yazayım. Çekimleri yaparken en ilkel koşullarda çalışıyorum, tripod yok hepsini elde çekiyorum, hassas poz ayarı veya telafiler yapmıyorum.. Test sonuçlarının yükseklerini de bir yerlere yüklemiyorum. 7r’nin ilk tanışma yazısını okumuş, teknik okumaya meraklı olduğunu düşündüğüm bir okur, kotasının gereksiz yere harcandığından dem vurarak eleştiri yazdı. İnternet faturasını bana rücu etmesinden pek korktum :=) O yüzden teknik olarak denediğim fotoğrafların yanına %100 detaylarını da ekliyorum. Dileyen istifade eder.. 

Neyse gelelim sadede..

A7r çoktan çantamın başköşesine kuruldu.. Bazen stüdyoda, bazen sokakta, bazen evde; her fırsatta biraz daha zorlamaya devam ediyorum. Sonuçlar beni şaşırtmaya devam ediyor.. Geçen gün bizim Kuzu’yu okula bıraktıktan sonra Çamlıca Tepesi’ne çıktım, sis vardı. Fotoğraflar aşağıda.

 

Stüdyoda 64-100 ISO seviyeleri ve AW (auto balans) FB (flaş balans) durumlarını denedim. 

AWB’de bir miktar zayıf olduğunu düşündüm nedense. Flaş balansı gayet iyi. Ama Zeiss objektif hemen kendini ortaya koyuyor.. Keskinlik muhteşem.. Ayrıca stüdyoda yanlışlıkta bir şeyler taşırkan elim deklanşöre dokunmuş olmalı; yanlışlıkla setten taşan ışıkta, yerde duran monopodların bir fotoğrafını çekmişim. Doğal olarak ziyadesiyle az pozlanmış. Aşağıda göreceksiniz az pozlanmış fotoğrafı biraz zorladım. En az 4-5 durak az pozlanmış iş bakınız ne hale geldi..

 

Ayrıca evde muhtelif zorluklarda kullandım :=)

Kuzey gibi yerinde durmayan bir sıpayla birlikte aynada “selfi” çektim.. Örümcek adamcılık oynarken bile makine elimdeydi.  Hatta burnuna ilaç yaparken ki yaşadıklarımı düşünürseniz :=) Koşullar ortada. Onlar da aşağıda..

 

Bizim ofisteki ışık seviyesi oldukça düşüktür.

Gündüz neredeyse zorunlu olmayan hiç bir yerde aydınlatma kullanmayız.. Amatör bir fotoğrafçı; profesyonel bir antik dokuma uzmanı olan dostum Şeref, ofiste makineyi kurcalarken bazı fotoğraflar çekti.. Fotoğraflar aşağıda..

 

Son olarak da; Sabit Hoca gibi konuşurken hareket etmeyi seven bir de portre de çektim. Yine zorlu koşullarda. Bunlar da aşağıda. Karar sizin.

Kalem, kelam ve selamla..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

twelve − six =