Garabeti Anlamak • Profesyonel kimdir? Amatör kimdir ? Freelance kimdir?

Garabeti Anlamak; Profesyonel kimdir? Amatör kimdir? Freelance kimdir? | Mustafa Turgut

Amatör fotoğrafçı kimdir? Amatörlük nereye kadar gider? Profesyonel kimdir? Profesyonellik nerede başlar? Freelance nedir? Nerede durmalıdır? Mesleğin canına okumamak için ne yapmalıdır? Haddini bilmek ne demektir?

Dün çok iyi tanımadığım bir meslektaşım, facebook üzerinden bana ulaştı, ve bir miktar yazıştık.. Belli ki fotoğrafçılığın ırzına geçen photography’lerden pek dertlenmiş.. Yazışmayı okumak isteyeceğinizi biliyorum ama, bu meslektaşım deşifre olmak istemediği için şimdilik yayımlamıyorum.. Yazışma üzerine forumu biraz karıştırdım. Forumda bulunan çoğu amatör fotoğrafçı (kendilerine photography demeyi tercih ediyorlar). :=)

Fotoğraftan para kazanmakla ilgili konu açmış veya açılan konulara katılmış. Açılan konuların çoğu da düğün fotoğrafçılığı ve fotoğraftan para kazanmakla ilgili. Forumdaki ilgili linkleri de aşağıda önce listeliyorum. Sonra da konuyla ilgili düşüncelerimi yazmaya devam edeceğim.

Linkler forumdandır. | www.canonturk.com

Linkleri özellikle fotoğraf sektöründe “profesyonelce” işini yapan ve etliye sütlüye pek karışmak istemeyen meslektaşlarımın da incelemesini isterim.. Ama okumak istemeyenler için kısa başlıkları aşağıya ekleyeyim.

  • Başlık 1: Haddini bilen bir amatör arkadaşımızın bir çağrısı var. Fakat çağrıya haddini bilmeyen bir sürü amatör (photography) atlıyor..
  • Başlık 2: Fotoğrafçılıkla uzaktan yakından ilgisi olmayan bir arkadaş 300 milyarlık bir yatırımdan bahsediyor ve amatörlere akıl danışıyor..
  • Başlık 3: Bir üniversiteli arkadaşımız “seyyar fotoğrafçı ve kameraman” olarak “basit usülde vergi” mükellefi oluyor.. Fakat, bu işi nasıl icra edeceğini bilmiyor ve yine forumdan akıl istiyor..
  • Başlık 4: Adının altında “photography” yazan bir başka arkadaşımız kullandığı ekipmanın yetersizliğinin farkına varmış; diğerlerinden tavsiye bekliyor..
  • Başlık 5: Kayıtdışı fotoğrafçılarla mücadele eden İSFO hakkında bir konu ve bu konuda İSFO’nun yaptıkları eleştirilip nasıl bypass edilebileceğiyle ilgili dahiyane öneriler var.. Elbette photography’ler tarafından..
  • Başlık 6: Kayıtdışı mücadelesinden kurtulmak için ustalık belgesinin nasıl alınabileceğiyle ilgili sorular ve yine bu sorunu çözmek için “yanlış ve doğru” öneriler var..
  • Başlık 7: Yaptığı işin farkında olmayan bir photography, diğerlerinden fiyatlandırma ile ilgili yardım istiyor..
  • Başlık 8: İlk defa düğün çekimi alan bir photography abi ve ablalarından ekipman ve yöntem önerisi istiyor..
  • Başlık 9: Fotoğraf konusunda ülkemizin geri kalmış olduğunu düşünen bir genç arkadaşımız konuyu tartışmaya açıyor.. Meseleye eğitimden girip vergiden çıkılıyor. Yani anlayacağınız memleket kurtulmuş..:=)
  • Başlık 10: Yine bir photography düğün fotoğrafçılığına soyunuyor ve “ustalardan” ekipman tavsiyesi istiyor..

Konu üç sayfaya uzamış bu arada. Bu ve benzer bir sürü ipe sapa gelmezlikle mevzu devam ediyor.. Ben özet yapmaktan sıkıldım, düşüncelerimi yazayım bari..

Profesyonel kimdir? Muhtelif tanımlar mevcut.. Ben bulduklarımın bir kaçını linkliyorum.

VikiSözlük: link | ekşisözlük : link | SesliSözlük : link | İlter Oktay : link  Özellikle sonuncu; İlter Oktay Beyefendinin tanımları çok güzel, mutlaka okuyun.. 

Bana göre profesyonellik yaptığı işin eğitimini almış ve eğitimini aldığı alanda icracı olan ve hayatını kazanan kişidir.

Peki amatör kimdir? : Para kazanmama durumu söz konusu olduğunda kullanılan kelimedir. Yani profesyonelin zıttı.
O halde freelancer kimdir? Kelime İngilizce olduğu için mekanik anlamlarına bakalım:

  1. Serbest meslek sahibi
  2. Serbest meslek erbabı,
  3. Bağımsız yazar,
  4. Serbest yazarlık yapan,
  5. Kendi hesabına çalışan.

Freelancem.com : freelance detaylı tanım (kocaman bir makale)  Yani hiç kimse vergiden kaçan kimse diye tanımlamıyor. Ama korsan olmadığı da açık..

Dünyanın hiç bir yerinde hiç bir meslek bu kadar kontrolsüz değildir. Dünyanın hiç bir yerinde bir mesleğe girmek isteyenler bu kadar pervasız ve patavatsız değildir. Bunun adı haddini bilmezliktir. Bununla ilgili bir kaç makalem var.. Okumaktan sıkılmayanlar için ahanda linkler aşağıda.. Yurtdışındaki uygulamalarla ilgili ipuçları da var..

Ülkemizde meslek giriş çıkışları yapılması yasalarla mümkün olan meslekler dışında tamamen kontrolsüz ve allaha emanet durumdadır. Boynuna makine takan fotoğrafçı olabilir, bilgisayarda üç-dört kelimeyi farklı tipografiyle yanyana getiren grafiker olur, hatta televizyonda doğum seyreden koca bile doğum doktorluğuna soyunabilir.. Tekrar yazıyorum; bunun adı haddini bilmezliktir.

Dünyanın hiç bir yerinde kayıtdışının kayıt içinde olanlarla haksız rekabetine yasalar izin vermez ve buna göz yummaz.
Ne yazık ki yasalarımız olmasına rağmen kayıtdışılıkla mücadele de parmağını oynatmayan devlettir de aynı zamanda.. Çünkü devlet sadece ödeyeceğiniz vergiyle ilgilidir. Sizin o kazancı hangi zorluklarla, hangi koşullarda elde ettiğinizle ilgilenmez. Ama bizim ülkemizde bu durumun önünde olan yasalar da olmasına rağmen kimse parmağını kıpırdıtmız.. Meslek Odaları bile.. Yeni yeni farkına varıp bazı meslek odaları bunun önüne geçmek için uğraşıyorlar.. Ama sistemi regule eden devletten destek bulamıyorlar.

Gelelim bizim sektörümüze..

Dünyanın bir çok ülkesinde fotoğrafçılık ehliyete tabidir. Yani öncelikli olarak bu konuda eğitiminiz (akademik veya alaylı) olması gereklidir. Gerekli kurumlardan alacağınız yeterlilik ve belgelerle ancak fotoğrafçılık yapabilirsiniz ve “istediğiniz yerde değil, yerel yönetimin size uygun gördüğü yerde”; piyasa kurallarına uygun şekilde davranmanız, yıkıcı rekabet yaratmamanız ve para kazanabilmeniz için gerekli olan tüm işletmecilik formasyonlarına sahip olmanız sağlanır.. Hatta destek bile verilir.. Çünkü eğitimsiz meslek erbabının önce kendine, sonra mesleğe, sonra da sisteme zarar vereceğini bilirler.

Bizde ise bu tip arkadaşlar, boyunlarına fotoğraf makinesini takıp, nerede ne çekeceğini bilmeden fotoğrafçılığa soyunurlar.. Çünkü sermayesini karşılayabileceğini düşünür, çünkü dükkan açmadan, vergi ödemeden, yeraltında çalışabileceğini düşünür, çünkü fotoğrafçılığın kolay olduğunu düşünür, çünkü ek gelire ihtiyacı vardır, çünkü aç gözlüdür, çünkü ruhunu tatmine ihtiyacı vardır.. ÇÜNKÜ’ler daha da çoğaltılabilir.

Ama ön önemli çünküler şunlardır:

  • Fotoğrafçılığın kolay, emeksiz ve sermayesizce; vergi ödemeden, adam beslemeden yapabileceği en basit iş olduğunu düşünür;
  • Yetersiz olduğu için de, iş yapabilmek adına fiyat düşürmek zorunda olduğunu hisseder;
  • Ya da ucuz yapınca çok iş yapacağını zanneder;
  • Ve doğal sonuç fiyat düşürür;
  • Bunu gören diğer yetersizler de fiyat düşürür;
  • Fiyat düşe düşe düşecek yeri kalmaz;
  • Yeterliler de buna seyirci olmaktan başka bir şey yapamaz;
  • Düşük fiyatın her şey olduğunu zanneden bilinçsiz tüketici de buna çanak tutar;
  • Meslek biter………….

Gidişata göre; meselenin iki kaçınılmaz sonucu vardır ve gün gibi ortadadır..

  • İlki bir süre sonra meslektaşlarımız (ben de dahil) iş yapabilmek için, yaptıkları işin üzerine para ödemek zorunda kalacaklardır.
  • İkincisi fotoğrafçılık profesyonel bir meslek olmaktan çıkıp tamamen mastürbasyon koşullarının geçerli olduğu bir alan haline gelecektir. (parayı bulursam böyle yapcem) :=)

Bu nedenle bu meseleye konunun her tarafının biraz dikkatli yaklaşması gereklidir.

  • Profesyonel ise işini hakkıyla yapmalı, profesyonelliğe leke sürdürmemelidir.
  • Amatör amatör kalmalı, profesyonel bir iş söz konusu olduğunda bu benim işim değil deyip, bir profesyoneli işaret etmelidir.
  • Serbestlik (freelance) vergi kaçırmanın yolu değildir. Serbest çalışan da işi kuralına göre yapmalıdır.
  • Fotoğrafçılığı meslek edinmek isteyenler ise; mesleğe giden yolda, kuralına göre kendini eğitip, hayatını gelecekte kazanacağı sektöre zarar vermemelidir. Meslek örgütleri bunun için vardır.
  • Ustalar bildiklerini saklamak için usta olmazlar.
  • Her usta ölmeden önce mutlaka en az bir çırak yetiştirir.

Yukarıda bahsettiğim yaklaşımlar; grafik, sinema, videografi, reklamcılık da dahil olmak üzere tasarım ve zenaatin tüm alanlarında dikkat edilmesi gereken hassasiyetlerdir..
Bu konuyla alakalı 19-21 Eylül tarihlerinde 7. Kadıköy Fotoğraf Günleri kapsamında bir konuşmam ve workshop olacak, ilgililer şimdiden davetlidir..

Sonuc olarak da, işin “sanat” tarafında bulunan “amatör” taife için bir iki kelam yazmak istiyorum. Bu laf, aslen mimar olan ve yüzlerce fotoğrafçıya kandil olmuş; benim de hocam olan Sabit Kalfagil’e aittir.

“SANAT ZENAATTEN BESLENİR”

Türkçe mealinden çıkartılması gereken ise; zenaati gelişmemiş veya olmayan bir alanda sanat olamaz.

Kalem, kelam ve selamla..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

12 + 9 =